Anne sütü her bebeğin şifasıdır. Sağlıklı büyüyüp aynı zamanda gelişebilmesi için gereklidir. Bu sebeple, babalar bana kızmasın, her bebeğin en büyük şansı anneleridir. Her canlının kendi annesinin sütü ona en yararlıdır. Anne sütünün mucizevi özelliklerinden biri de içeriğinin kendi bebeğinin ihtiyaçlarına göre değişebilmesidir. Örneğin; plasenta yaşlanması nedeniyle anne karnında gelişemeyen, düşük doğum ağırlığı ile doğan bebeklerin anne sütlerinin protein içeriği yaşıtlarının yakalayabilmesi için diğer bebeklerin anne sütlerine göre daha fazladır. Öyle mucizevidir ki; aynı emzirme sırasında akan her sütün özelliği bile farklıdır. Örneğin emzirmenin ilk dakikalarında öncelikle su ve protein içerikli süt salgılanırken, emzirmenin sonlarındaki sütün yağ içeriği daha fazladır. Böylelikle kısa emip bırakan bebek susuz ve gelişiminden geri kalmaz, uzun emen bebek de daha fazla doygunluk hissedecek ve acıkma süresi uzayacaktır.

Bağışıklık üzerine etkilerini ilk okuduğumda anne sütüne karşı olan hislerimi, bu mucizenin sırlarını öğrendiğim zaman yaşadığım şaşkınlığı tarif edemem. Anlat anlat bitmez. Bakteri olsun virüs olsun mantar olsun tüm mikroorganizmalara karşı savunma sistemlerini içerir. Oligosakkaritler, interlökinler, direk öldürme sistemleri bulunmaktadır.

Bebeklerin beyin gelişimde ve görme keskinliğinin artmasında çoklu yine mucizevi etkileri bulunmaktadır. Taurin, palmitik asit ve oleik asit içermektedir.

Büyümeyi sağlama mekanizması hem verdiği enerji ile hem de salgılanan çok çeşitli büyüme faktörleri ile olmaktadır.

Ama hala daha keşfedilecek çok şey var. Araştırıldıkça keşfedilen son mucizelerden biri de anne sütünde kanserli hücreleri öldüren özel bir protein bulunması. Bu proteine “HAMLET” proteini deniliyor. Öyle bir protein ki; sağlam hücreyle kanserli hücreyi ayırabiliyor. Problem çıkarma ihtimali olan hücreyi öldürüyor.

Bu kadar mucizevi bir yaşam ürününü bebeklerimizden esirgemek ne kadar büyük bir hata olur.

Peki her annenin sütü olur mu? Herkes bebeğini emzirebilir mi? Anne sütü her bebeğe yeter mi? Bu soruların cevabı yüksek olasılıkla evet. Yani aksi olma ihtimali çok düşük. Gebelik boyunca alınan bütün kilolar bebeğiniz doğduktan sonra süte dönüşmek için hazır bekliyor. Eğer günlük ortalama 3 litre sıvı tüketirseniz, uykunuzu düzenleyebilirseniz, kendinize inanırsanız, kendinizi “ben bebeğimi emzireceğim” diye telkin ederseniz, ailenizdeki diğer bireyler de size bu konuda destek olur ve teşvik ederse, sütünüzün bebeğinize yetmemesi için hiçbir neden bulunmaz. Yani babalara, büyükannelere, teyze-halalara da büyük iş düşüyor.

Göğüs yapısı ile ilgili sorun olanlar, meme başı çökük olanlar da bebeklerini emzirebilir. Meme başı tam çıkana ve bebeğin çenesi kuvvetlenene dek iyi bir marka silikon meme başı adaptörü kullanılabilir. Yalnız piyasada yaygın olarak bulunan uygun fiyatlı silikonlardan satın alırken dikkat edin. Bebek silikonu emdiğinde annenin meme başının tam olarak boşluğu doldurması ve negatif basınca direnerek meme dokusuna tam olarak yapışması gerekmektedir. Evvelinde pompa ile meme başını çıkarabilmek için sağım işlemi yapılabilir. Bu silikon parçanın temizliğine dikkat etmek her emzirme sonrası yıkayıp kurulamak, günde en az bir sefer kaynatmak gerekmektedir.

Başarılı emzirme için bebeğin alt dudağının dışa dönük olduğunu, anne memesinin tüm koyu renkli kısmının bebeğin ağzında olduğundan emin olun. El parmaklarınızla makas işareti yapmayın. Bebeğininiz burnu tıkanır ve nefes alamazsa emmeyi zaten bırakacaktır. Makaslama süt kanallarında tıkanıklığa yol açabilir, süt akım hızını düşürebilir. Bebeğinizin her emme hareketinden sonra yutkunması, emdikten sonra huzura kavuşup uyuması, her emme sonrasında barsak seslerinin dışarıdan gurultu şeklinde duyulması ya da dışkılaması sütünüzün geldiğine ve hatta yettiğine işarettir. Bebeğinizin beklenen kiloyu alması sütünüzün yettiğinin kesin kanıtıdır. Vaktinde doğan bebekler ilk günlerde kilo verecektir. Ancak bu kayıp oranının doğum kilosunun %10’unu aşmaması gereklidir. Özellikle yaz aylarında doğan bebeklerin fazla sarılmaması, ortam sıcaklığının kontrol altında tutulması sıvı kaybı açısından önemlidir. Doğduktan 7-10 gün içinde doğduğu kiloya yeniden ulaşan bebek, ilk 3 ay için günde yaklaşık 30g almalıdır. Kabaca haftada 200-250g, yani aylık 1 kg ağırlık artışı olan bebek yeterli besleniyor demektir. Özellikle gaz sancılarının en üst seviyeye çıktığı 15.günlerde bebeklerdeki huzursuzluk açlığa yorulup gereksiz yere mama verilmesine sebep olabilmektedir.

Doktorunuz önermedikçe mama başlamayınız. Yalnızca sezaryen müdahale ile doğum yapan annelerin sütleri hormonal dengelerin tam olarak sağlanacağı 4 güne kadar ancak inebilmektedir. Bu nedenle ilk günlerde göğsünüzün boş, bebeğin huzursuz, dışkılama sayısının az, bebeğin karın cildinde buruşma fark ederseniz mamayı sormadan başlayabilirsiniz. Ancak buradaki en önemli husus mamayı kaşıkla yedirmektir. Neticede bebekler mamaya alışmaz, biberona alışır.

Bu dönemde annelerin dinlenmeye, uyumaya ve emzirme konusunda desteklenmeye ihtiyaçları olacaktır.

En çok sorulan sorulardan biri de; annelerin yediklerine ne kadar dikkat etmeleri gerektiğidir. Halk arasında, neredeyse her besin bebeğe gaz yapar inancıyla suçlanmaktadır. Halbuki annenin yedikleriyle, bebeğin gazının düşünülenin aksine çok sıkı bir bağlantısı yoktur.

Anne sütünü daha da artırabilecek besinlerden faydalanabilirler. Yeşil yapraklı olan tüm sebzeler bu konuda faydalıdır. Kimyon ve rezene bilinen en iyi anne sütü destekçilerindendir. Kaliteyi artırmak için, her gün 1 yumurta, bir avuç badem/fındık tüketilmelidir. Baklagiller de sütü artırmakta ancak anneye gaz yapabileceği için tüketim miktarları kişiye göre ayarlanmalıdır. Artık çok yaygın olarak malt içecekleri marketlerde bulunabilmektedir. Yine alkolsüz bira sütü artırmaktadır. Annelerin kafein içeren gıdalardan kaçınmasında fayda vardır.  Eczanelerde satılan süt çaylarından da faydalanabilirler.

Yanlış pozisyon verme ve ilk adaptasyon günlerinde anne meme başında çatlaklar olabilir. Emzirmek ağrılı bir hale dönüştüğünden anneler emzirmekten kaçınabilir. Ancak şu da bilinmelidir ki; meme başı çatlağının tedavisinde uygun pozisyonda emzirmeye devam etmek de vardır. Kadın Doğum ya da Çocuk Hastalıkları hekiminizden sürülebilecek kremler ile ilgili yardım almalısınız.

Annenin süt salgısı prolaktin ve oksitosin hormonlarının işbirliği ile gerçekleşmektedir. Prolaktin hormonu beyinde serotonin miktarını artırmakta ve annelerin kendini daha mutlu hissetmelerine yardımcı olmaktadır. Yani emzirmek, anneler için aynı zamanda bir antidepresandır. Bu ilginç hormonun bir etkisi daha vardır. Geriye dönük amnezi yapabildiğinden annelerin emzirme ve bebek büyütme döneminde yaşadıkları sıkıntıları unutmalarına ve yeniden bebek sahibi olmak için heves duymalarına sebep olabilmektedir.

En başta da dediğim gibi; anne sütünü tanıdıkça hayranlığım daha da artmaktadır.

Bebeğinizi besleyecek, büyütecek, mikroorganizmalardan koruyacak, zekasını artıracak, görme keskinliği kazandıracak, kanserlerden koruyacak güç memenizde!

Görkem Astarcıoğlu

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı